Kitaplarım

6

Dedem Sultan Abdülhamid’in Filistin Davası

“Ben bir karış toprak dahi satmam, zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Millet bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne’de şehit düşmüştür. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanında kalmıştır. Türk İmparatorluğu bana ait değildir. Türk milletinindir. Ben onun hiçbir parçasını vermem.”
II. Abdülhamid Hân
Bizler de Sultan Abdülhamid Hân’ın kandan ve candan torunları olarak, Sultan dedemizin izinde aynı şuurla hareket edeceğimizi dosta düşmana duyurmak ve bir kez daha haykırmak istiyoruz: “Vatan toprağını namus biliriz vazgeçmeyiz. Müslümanlığın mührü vurulmuş bir yerden gönlümüzü çevirmeyiz.”
4

Sürgün

Kapatın gözlerinizi…
Elinizde tuttuğunuz kitabın sayfalarında akıl melekeleriniz duracak acılı sayfalar içerisinde siz de Sürgün edileceksiniz…
Bir gemiye doldurulup sürüleceksiniz vatan toprağınızdan yalnız başınıza…
Son gördüğünüz görüntü meclisin önündeki darağacı olacak ve yerinizden, yurdunuzdan gönderilerek dar topraklara sıkışmış bir şekilde canlı canlı gömüleceksiniz…
3 Martı gördüğünüz her an içiniz sızlayacak…
Prangalar bağlı gözleriniz göremeyecek güneşin tabiatını,
Saraylar, köşkler, yakutlar, elmaslar olmayacak derdiniz, ufalanmış ruhunuzla imana teslim olacaksınız!
Altı yüz yıllık hanedanın ezanı seslerini özleyeceksiniz tanımadığınız milletler arasında duymaya çalıştığınız seslerde.
Kendi gözyaşınızda boğulup,
Kaçak göçek dönemeyeceksiniz toprağınıza…
3 Mart denilince tekrar;
Ceddim diyecek..
Dedelerim diyecek…
Abdulhamid Han diyecek…
Vatanım diyeceksiniz…

Sürgün edilen hanedan ailesinden Sultan Abdulahmid Han’ın torunu Abdulhamid Kayıhan Osmanoğlu tarafından kaleme alınan “Sürgün” zamanının misafiri olacaksınız

1

Dedem Abdülhamid Han

Efendimiz Nebiler serveri Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’nın iltifatına mazhar olan Osmanlı soyunun son zamanlarında tahta çıkmış padişahlarından Halife-i Müslîmin Cennetmekân Sultan Abdülhamid Hân’ı şimdiye kadar pek çok kimse kendi bakış açısından anlatmıştır. Soyundan gelmekle ve torunu olmakla şeref duyduğum, ismini taşımakla da büyük bir sorumluluğun ağır yükü altına olan ben ise siz değerli okuyucularıma Rabbimizin lütfettiği kadar Dedem Cennetmekân Sultan Abdülhamid Hân’ı  anlatmaya gayret edeceğim.

Bir insanın büyüklüğünü anlamak için düşmanlarına bakın derler. Sultan Abdülhamid Hân’ın saltanatı boyunca kendisine düşman olanların yanı sıra aradan geçen bu kadar zamana rağmen hâlâ ona düşmanlıkta ısrar edenlerin zihniyet yapılarının benzerliği şaşırtıcıdır.

Sultan Abdülhamid Hân ile ilgili olarak ideolojilerden arınmış bilgiye her zamankinden daha büyük bir ihtiyaç duyuyoruz. Çünkü bu coğrafyada ayakta durmak zor bir iştir. Bunu başarabilmek ve aynı hatalara tekrar düşmemek için tarihimizde olan hadiseleri özellikle Sultan Abdülhamid Hân dönemindeki olayları hakikati ile öğrenmek ve öğretmek mecburiyetindeyiz. Bu düşünceler ile kaleme alınan “Dedem Abdülhamid Hân” kitabının önemli bir boşluğu dolduracağı kanaatindeyim.